Limited şirkette müdürler, en azından bir ortağın şirketi yönetim hakkı ve temsil yetkisinin bulunması şartıyla; ortak olmayan üçüncü kişiler arasından da seçilebilir. Müdürlerin ve ortakların limited şirkete bağlılık yükümlülükleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) çerçevesinde ayrı ayrı ele alınmıştır. Bağlılık yükümlülüğünün bir bileşeni olan “rekabet yasağı” da özellikle müdürler ve ortaklar nezdinde ayrı düzenlemelere tabi kılınmıştır.
Limited şirkette müdürlerin veya ortakların tabi olduğu “bağlılık yükümlülüğü”; bu kişilerin şirketle aralarında çıkan bir menfaat uyuşmazlığında dahi, şirketin menfaatlerini kendi özel menfaatlerinden önde tutarak gözetmesi ve şirketin ticari sırlarını özenle sağlaması anlamına gelmektedir. Bu kişilerin şirketle aralarındaki rekabeti sınırlandıran “rekabet yasağnın hukuki temeli de bu yükümlülükten kaynaklanmakta olup söz konusu yasak, bu yükümlülüğün bir alt bileşenidir. Bağlılık yükümlülüğünün “sır saklama”, “şirket menfaatlerini kendi menfaatlerinin üzerinde tutma” şeklindeki görünümleri ortak ve müdürler için paralel bir düzenlemeye tabi olmakla birlikte “rekabet yasağı” kapsamındaki düzenlemeleri önemli farklılıklar içermektedir.
Bu makalede, müdürlerin ve ortakların limited şirkete olan bağlılık yükümlülüğü, ayrı bir başlık altında, TTK kapsamındaki rekabet yasağına da yer verilerek, değerlendirilecektir. İş sözleşmeleri kapsamındaki rekabet yasağı ise makalenin kapsamı dışındadır.
I. Bağlılık Yükümlülüğü
TTK ile getirilmiş olan yenilikler çerçevesinde; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTK)’dan farklı olarak limited şirket ortaklarının şirkete bağlılık yükümlülüğü açıkça düzenlenmiştir. Şirkete özen yükümlülüğü çerçevesinde “sır saklama ve şirketin zararına olan işlemlerden kaçınma yükümlülüğü”; limited şirket ortakları açısından TTK’nın 613. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu yükümlülük, limited şirket müdürleri açısından ise TTK’nın 626. maddesi çerçevesinde ele alınmıştır.
A. Ortakların Özen Yükümlülüğü
TTK’nın 613. maddesinin 1. fıkrası: “Ortaklar, şirket sırlarını korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülük şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla kaldırılamaz.” hükmünü haizdir. Bu hüküm uyarınca “sır saklama yükümlülüğü” emredici olarak düzenlenmiştir. Bağlılık yükümlülüğünün “şirketin zararına olan işlerden kaçınma yükümlülüğü” ile “rekabet yasağı” şeklindeki kalan alt başlıklarından farklı olarak; sır saklama yükümlülüğünün şirket sözleşmesi ya da genel kurul kararıyla kaldırılamayacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere sınırlamanın sınırı ve “şirket sırrı” kavramı öğreti ve mahkeme kararlarınca belirlenecektir. Bu sebeple kanun maddesinde “şirket sırrı” kavramına dair bir tanıma yer verilmemiştir, sınırlamanın “emrediciliği” ise “kaldırılamayacağı”na ilişkindir. TTK’nın 613/2. maddesinde ise ortakların “şirketin zararına olan işlerden kaçınma” yükümlülüğü düzenlenmiş olup; ortağın kendisine özel menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren davranışları, bağlılık yükümünü ihlâl eden ayrı bir kategori kabul edilerek tamamen yasaklanmıştır.
B. Müdürlerin Özen Yükümlülüğü
Limited şirketlerde müdürlerin şirkete özen ve bağlılık yükümlülüğü ise TTK’nın 626. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin 1. fıkrası uyarınca “Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler.” Bu fıkra ile “özen” ile “şirketin menfaatinin gözetilmesi” kavramları birbirinden ayrılmıştır. “Özen”, iş ve işlemlerde gösterilmesi gereken dikkat, ciddiyet ve bilimselliği ifade ederken “şirket menfaatinin gözetilmesi” ise şirketin menfaatinin kişisel menfaatlere ve başkalarının menfaatlerine feda edilmemesi, diğer menfaatlerin arkasına konulmaması anlamına gelmektedir ve madde gerekçesinde de müdürlük görevinin yapılışına ilişkin “doğal bir gereklilik” olduğu belirtilerek bağlılık yükümlülüğü çerçevesinde değerlendirilmemektedir.
Bunun yanı sıra, TTK’nın 626. maddesinin üçüncü fıkrası da “Müdürler de, ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabidir.” hükmünü haiz olup ister ortak olsun ister olmasın; limited şirket müdürlerinin şirket sırlarını korumakla yükümlü olduğunu öngörmektedir. Bu yükümlülük ise şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla kaldırılamaz. Şirket müdürleri şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlar yapamazlar ve özellikle kendilerine bir menfaat sağlayıp şirketin amacına zarar veren işlemlerde bulunamazlar.[1]
II. Bağlılık Yükümlülüğünün Özel Bir Görünümü: Rekabet Yasağı
Belirli şartlarda ve görevlerde yer alan kişilerin, haklı ve meşru olan rekabet haklarından yoksun bırakılması anlamına gelen rekabet yasağı, ticaretin rekabetten zarar görmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Rekabet yasağı ile, belli kişiler arasındaki yakın ilişki ve iletişim dolayısıyla rekabet avantajı doğuran bilgi, tecrübe ve ticari sırlar ile taraflardan birinin diğerine zarar vermesi engellenmektedir.[2] Limited şirkette rekabet yasağının incelenmesi kapsamında ise ortağın ve müdürün şirketle rekabet yasağı ayrı ayrı ele alınmalıdır.
A. Ortaklar ve Şirket Arasındaki Rekabet Yasağı
Ortakların rekabet yasağı kapsamında; TTK’nın 613. maddesinin 2. fıkrası “Ortaklar, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar. Şirket sözleşmesiyle, ortakların, şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda oldukları öngörülebilir.” hükmünü haizdir. İşbu hükümden anlaşılacağı üzere; bağlılık yükümlülüğünün “şirketin zararına olan işlerden kaçınma” alt başlığı ile “rekabet yasağı” alt başlığı birbiri ile teğet geçmekte olup “şirketin zararına olan işler” in sınırını “rekabet yasağı” teşkil etmektedir. Şirket sözleşmesinde rekabet yasağının öngörülmediği hallerde rekabet yasağına aykırılık oluşturan iş ve işlemler, ortaklar için bağlılık yükümlülüğünün ihlali şeklinde değerlendirilmemektedir.
Bir diğer deyişle, açık ve somut olarak ortakların “rekabet yasağına tabi olduklarına” ilişkin bir ibare bulunmadığı sürece, ortakların her ne kadar şirkete karşı bağlılık yükümlülüğü bulunsa bile; şirketle aralarında rekabet yasağı bulunmamaktadır. Bu durum, şahıs şirketlerinde ortakların izni olmadıkça rekabet yasağına işaret eden TTK’nın 230. maddesi ile anonim ortaklıklarda yalnızca yönetim kurulu üyeleri için aksine genel kurul kararı olmadıkça rekabet yasağı öngören TTK’nın 396. maddesine göre daha az yoğunluktaki bir rekabet yasağına işaret etmektedir.[3] Madde gerekçesinde ise bu durumun sebebi; “sınırlı sorumluluk ilkesiyle ortaklık haklarının sermayeye bağlanmış olmasının limited şirkette ortağın kanunen rekabet yasağı altına konulmasını haklı gösteremeyeceği” şeklinde belirtilmektedir. Limited şirket bünyesindeki şirket ortaklarının şirket borçlarından sınırlı olarak sorumlu olması ve ortaklık haklarının da sermayeye bağlanmış olmasından ötürü; şirketle aralarında doğrudan bir rekabet yasağı bulunmaması hakkaniyete uygun bir düzenlemedir.
B. Müdürler ve Şirket Arasındaki Rekabet Yasağı
Limited şirketlerde “müdürlerin” şirketle aralarındaki rekabet yasağının düzenlenmekte olduğu TTK’nın 613. maddesinin 3. fıkrası ise TTK’nın 626. maddesine atıfta bulunup; müdürler hakkında rekabet yasağı öngören söz konusu maddenin hükümlerinin saklı olduğunu belirtmektedir. Bu çerçevede, ortakların kural olarak rekabet yasağına tabi olmadığını düzenleyen kanun koyucu, müdürlerin ise bu yasağa tabi olduğunu ancak ortakların onayı halinde söz konusu yasağın kaldırılabileceğini belirtmektedir. TTK’nın 626. maddesinin 2. fıkrası: “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.” hükmünü haizdir. İşbu hüküm çerçevesinde rekabet yasağı emredici nitelikte olmamakla birlikte kanunî bir yasak olarak kabul edilmiş olup, aksinin şirket sözleşmesi ve genel kurul kararlarıyla öngörülebileceği belirtilmiştir. Şirket menfaatlerinin kişisel menfaatlerin üzerinde tutulması müdürler için dahi bağlılık yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmeyip doğal bir gereklilik olarak görülürken; ortaklardan şirket menfaatlerini her durumda kendi menfaatlerinin üzerinde tutmasının beklenmesinin orantısız bir düzenlemeye sebep olduğunu savunan bir görüş de mevcuttur.[4] Buna karşın; biz müdürlerin bağlılık yükümlülüğünden de öte yalnızca “müdür” sıfatından ötürü şirket menfaatlerini kendi menfaatlerinin üzerinde tutması gerektiğini savunan bu görüşün, tam aksine ortakların bağlılık yükümlülüğünden daha ağır olduğu kanaatindeyiz.
Ne eTK’da ne TTK’da rekabet yasağının ihlalinin hukuki sonuçları düzenlenmemiş olmakla birlikte eTK’nın 556. maddesi gereğince anonim şirketler hukukunun ilgili bölümleri müdürün sorumluluğu bakımından uygulandığından, Yönetim Kurulu üyelerinin rekabet yasağını düzenleyen eski 335. maddenin rekabet yasağının ihlali halinde de uygulanacağı Yargıtay içtihatlarına da yansıyan baskın görüştü.
Yeni kanun düzenlemeleri kapsamında; eTK’nın 556. maddesi yerine getirilmiş olan TTK’nın 644. maddesinin ilk fıkrası ise TTK’nın 553. maddesine atıfta bulunmaktadır. Söz konusu hüküm açıkça rekabet yasağının hukuki sonuçlarını düzenlememiş olmakla birlikte müdürlerin; “kanundan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal edip şirketin zarar görmelerine sebep olmaları” durumunda şirketin, şirket ortaklarının ve alacaklılarının zararından sorumlu olacağını belirtmektedir.[5] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2002 tarih ve 202/1121 E., 2002/2173 K. sayılı kararına göre ise; limited şirketin genel kurulu, müdürden şirketin zararının tazmini talebinde bulunmanın yanı sıra TTK’nın 630. maddesinin 1. fıkrasına dayanarak, rekabet yasağını ihlal ettiği için müdürü azledebilir veya müdürün yetkilerini kısıtlayabilir.
Limited şirketlerde, ortaklar ve müdürlerin “bağlılık yükümlülükleri” nin “özen yükümlülüğü” alt başlığındaki düzenlemeler birbiriyle paralel olmakla birlikte; “rekabet yasağı” alt başlığı farklı düzenlemelere tabi tutulmuştur. Bağlılık yükümlülüğünün en önemli bileşeni olan “rekabet yasağı” şirketi koruma mekanizması olarak görülmektedir. Limited şirket ortaklarının şirket borçları nezdindeki “sınırlı sorumluluğu” ndan ötürü rekabet yasağına tabi olmadığı düzenlenmişken müdürler ise rekabet yasağına tabi bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemeler; kurumsal yönetim ilkelerine uygun yapılarak günümüzde aile bağlarından ziyade yetenek ve uzmanlıklar çerçevesinde kurulmakta olan limited şirketlerin geçirdiği dönüşümle uyum içerisindedir.
Ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz:
Av. Ece Alkan
Ortak
[1] Soner Altaş, TÜRK Ticaret Kanununa Göre Limited Şirketler ( 7. Baskı, Seçkin Kitapçılık 2016) 336 [2] Mustafa Ateş, "Rekabet Hukukunun Özel Hukukla İlişkisi" (2013) 29 (3) Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi 85, 98 [3] Ezgi Başak Demirayak, “Limited Şirketlerde Ortakların Şirkete Karşı Bağlılık Yükümlülüğü” (2018) 76 (3) Ankara Barosu Dergisi 25, 37 [4] Demirayak, a.g.m., 38 [5] Elif Melis Ertaş, Limited Şirket Müdürünün Rekabet Yasağı ( 1. Baskı, Seçkin Kitapçılık, 2018) 104
Comments